1789 Fransız Devriminin Osmanlı dünyasındaki bir yansıması olan II. Mahmut’un (1808–1839) kubbe yapılmaması koşuluyla yeni inşaatların yapılabileceğine ilişkin fermanının ardından Anadolu topraklarında Hıristiyan taba hızla yeni kiliseler inşa etmeye başlamıştı.
İstanbul başta olmak üzere çok sayıda anıtsal kilise bu süreçte üretilmiştir. Rum nüfusun 1831-1881yılları arasında adalardan ve Balkanlardan akması, Levantenlerin ticari gelişimi ile bu ivme Batı Anadolu’da ayrıca artmıştır. Bu yüzden İzmir ve çevresindeki çok sayıdaki kilise renkli etnik kökenleri nedeniyle farklı mimari görünümlere bürünmüş sosyo-politik durumu yansıtan tarihi özelliklere sahiptir.
Bornova’nın güneydoğusundaki Doğanlar mahallesinde yer alan üçgen alınlıklı ve alınlıktaki oval penceresi, simetrik yerleştirilmiş büyük dörtgen pencereleri ile beşik çatılı tek nefli, tek apsisli kilise, bu örneklerden biridir.
Doğanlar Kilisesi, hem boyut olarak hem de malzeme ve teknik olarak ortaçağın geleneklerini sürdüren pek çok anıtsal kiliseden farklıdır. Geçmişte çevresi zeytinlik olan bu kilise, olasılıkla bu yıllarda Yunanistan ve Balkanlardan buralara çalıştırılmak üzere getirilmiş Yunanlı Ortodokslar için 19.yy ortalarında inşa edilmiş bir kır kilisesidir. Kilise işlevini yitirdikten sonra uzun bir süre marangozhane olarak kullanılmış ve büyük tahribata uğramıştır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce hazırlanan restarasyon projeleri İzmir 1 No’lu Kültür ve Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış proje çerçevesinde güçlendirmesi yapılan Doğanlar Kilisesi 2014 yılında kültür merkezi olarak kullanıma sunuldu.